Greta Thunberg ismi ilk olarak Ağustos 2018’de İsveç’te “İklim için okul grevi” ile hayatımıza girdi. 2003 doğumlu bir öğrencinin devlet başkanları, bakanlar ve bürokratlar başta olmak üzere dünya üzerinde yaşayan birçok insandan daha fazla iklim konusunda hassasiyet sahibi olması tüm dünyada büyük yankılar uyandırdı. Okul derslerini asarak derste olması gereken zamanlarda iklim değişikliğine dikkat çekmek için düzenli protestolara başladı. İlk önce kendi ülkesinde ve ardından da tüm dünyada başta medya kuruluşları olmak üzere herkesin dikkatlerini topladı.
Devlet başkanlarının, büyük sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin, büyük şirketlerin patronlarının ve bazı bilim adamlarının yıllardır görmezden geldiği iklim değişimi gerçeğini bütün çıplaklığı ile bir öğrenci dile getiriyordu.
Kısa zaman içerisinde tüm dünyada başta küresel ısınma gibi gezegenimizin temel problemlerine karşı hassasiyet sahibi olan herkes Greta Thunberg’e destek kampanyaları oluşturdular. Onunla birlikte protestoya katılanlar dışında sadece İsveç’te değil tüm dünyada benzer protestolar başladı. Greta Thunberg kısa zamanda ünlenerek “Z kuşağı” olarak tabir ettiğimiz yeni jenerasyonun en önemli sivil toplum aktivistlerinden biri haline geldi. Time dergisi kapağında yer aldı ve Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Davos ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’ne katıldı daha sonraki süreçte de Avrupa Birliği liderleri ile görüştü.
Tüm dünyada başta sivil halk olmak üzere herkesin desteğini kazanmanın yanı sıra bir o kadar da kendisine karşı olan bir kitle yarattı. Başta ülkemiz Türkiye olmak üzere muhtelif ülkelerde Greta Thunberg adeta proje çocuk olarak adlandırıldı ve tehlikeli olarak görüldü. Özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı Donald Trump ile yaşadığı sözlü sataşma tüm dünyada gündem oldu.
Yukarıdaki satırlarda kısa bir özetini verdiğimiz Greta Thunberg’in hikayesinin aslında dillendirilmeyen, göz ardı edilen ve onun kişisel hayatına ve duyarlılıklarına dair bilinmeyen pek çok nokta bulunmaktaydı. Özellikle Türk kamuoyu Greta Thunberg’e ve onun kişisel hikayesine yabancı olduğu için onun hassasiyetlerini aslında anlamaktan oldukça uzaktı. Bu sebeple Türkiye’de iklim değişimi ve gezegenimizin temel sorunlarına olan yabancılık Greta’nın hikayesine de oldukça yabancı kaldı.
Şubat 2021 tarihinde “Evimiz Yanıyor Krizdeki Bir Aileden ve Gezegenden Sahneler” adlı Greta Thunberg, Svente Thunberg, Malena Ernman ve Beata Ernman tarafından kaleme alınan ve Greta Thunberg’in kişisel yaşamını, aile hayatını ve aktivist gelişimini konu edinin kitap Duygu Dalgakıran’ın güzel çevirisi ile alanında başarılı yayıncılık faaliyetleri yürüten Kronik Kitap etiketi ile yayınlandı.
Bu kitap Greta’nın inancını ve davasını ne kadar yanlış anladığımızı ve küçümsediğimiz gerçeğini suratımıza adeta bir tokat gibi çarpmış oldu. Türk kamuoyunun bu süreçte ne kadar bilgisiz ve konudan uzak olduğunu bu kitap ile daha iyi anlamış olduk. Asperger sendoromlu hasta bir kızın, anne ve babası ile kardeşinin kişisel hayatlarında yaşadıkları sorunları, hayata tutunma çabalarını ve gezegenimizin başta iklim değişimi konusunda olmak üzere temel meselelerini kendilerine dert edinerek hayata tutunma çabaları…
Kronik Kitap tarafından neşredilen bu kitap Greta Thunberg ve onun davası hakkında aslında ne kadar az ve yanlış bilgilere sahip olduğumuzu bizlere gösteriyor. Duygu Dalgakıran’ın başarılı çevirisi ile yayınlanan bu kitap bir aileyi, küçük kızları Greta’yı ve dünyamızın temel problemlerine karşı hassasiyetlerini bizlere sunuyor. Hepimizin Greta’ya onu anlama noktasında bir borcumuz var.